Romanlar Bu Ülkenin Dışında Değil, Merkezindedir
- Cihan DEMİR
- 22 May
- 2 dakikada okunur
Bu ülkede hâlâ bir gerçeği dile getirmek zorundayız: Türkiye, Romanları görmüyor. Görenler de anlamıyor. Anlayanlar ise gereğini yapmıyor.
Yüz yıllardır bu toprakların en renkli, en üretken, en canlı damarlarından biri olan Roman halkı, bugün hâlâ varoluş mücadelesi veriyor. Bir Roman mahallesine yolunuz düştüğünde sizi ilk karşılayan şey müzik değil, yoksulluk olur. Eksik eğitim, çöken binalar, işsiz gençler, umutsuz anneler, yere bakan babalar...
Bu gerçekler masa başında yazılmış raporlarla değil, doğrudan mahallelerde yaptığımız buluşmalarla karşımıza çıktı. Biz, CHP İstanbul Sosyal Politikalar ve Kent Yoksulluğu Komisyonu olarak, 25 ilçede düzenlediğimiz toplantılarda Romanların ve diğer yoksullaştırılmış halkların sesine kulak verdik.
Ortaya çıkan tablo ne yazık ki iç karartıcı:
Eğitime erişim yok.
İstihdam alanları kapalı.
Sağlık hizmeti yetersiz.
Barınma hakkı güvencesiz.
Sosyal yardımlar göstermelik.
Yerel yönetimler sessiz.
Roman çocuklarının gittiği okullarda öğretmen yok. Mahallelerine ambulans bile uğramıyor. Evlerinin tapusu bile olmayan yüzlerce aile, güvencesiz ve görünmez bir yaşamın içinde sıkışmış durumda.
Ve tüm bu tabloya rağmen, Romanların adı yalnızca "kültürel etkinlikler"de geçiyor. Müzik dinleyip gülümseyen bir bakış açısı, arka sokaklardaki yoksulluğu görmezden geliyor.
Artık bu tabloyu değiştirmek zorundayız.
Roman olmak bu ülkede hâlâ dışlanmak demekse, biz o sesi merkeze taşıyacağız. Çünkü Romanlar sadece seçim dönemlerinde hatırlanacak bir halk değildir. Onlar bu ülkenin alın teridir, emeğidir, müziğidir, geleceğidir.
Hiçbir hükümet, Romanlara dair sosyal politika üretmeden halkçı olamaz. Roman çocukları eğitimsiz, kadınları güvencesiz, gençleri işsizken susanlar ne demokrat olabilir, ne de vicdan sahibi.
Bu yüzden biz susmayacağız.
Çünkü Romanların yoksulluğu bir kader değil, kurumsal ihmalin ve ilgisizliğin sonucudur.
Roman çocukları önlükleriyle neşeyle okula gidene, Roman gençleri üniversite kazandığında “şanslısın” değil “hak ettin” denene, Roman kadınları güvenceli işlerde çalışana ve Roman aileleri "yarın ne yiyeceğiz?" sorusundan kurtulana kadar biz mücadele etmeye devam edeceğiz.
Bu ülke değişecek.
Yerel yönetimler dönüşecek.
Ve Romanlar bu ülkenin dışı değil, merkezi olacak!
Yaşasın sosyal adalet!
Yaşasın Romanların eşit yurttaşlık mücadelesi!
Comments